ÖZ'E DÖNÜŞ

RadianceD Danışmanlık ve Eğitim tarafından her ay hazırlanan ve elektronik ortamda yayımlanan bir mektuptur. Bu mektup okuyucusunun,  "öz"üne dönüşünü kolaylaştırma niyetini taşır. Bu mektuba üyelik ücretsizdir, dostlarınıza iletebilirsiniz!  http://www.radianced.com

OCAK 2007 SAYI 2

 


Bir avuç topraktan fışkıran buğday filizleri

 

Öz'e Dönüş mektubunun ikinci sayısı ile sizlerleyiz!

2007 bilgelik yılında, tıpkı bir kristal gibi ilahi sevgi enerjisiyle parlayalım!

Diba'nın bu sayıdaki yazısı RUHSAL DÖNÜŞÜM

 

Ayın Güzeli :

KELEBEK; kanatlarının ve renklerinin çeşitliliği çiçeklerle boy ölçüşüyor. Ruhsal dönüşümün en güzel metaforik anlatımlarına konu olmak üzere yaratılmış gibi. Her aşamasıyla ilham veren, hayranlık uyandıran, tıpkı bir peri gibi bir görünüp kaybolan minik canlı! Bir kelebeğin peşinden neşeyle koşmamış bir çocuk var mıdır?

 

Öz'e Dönüş mektubunun ilk Konuk Yazar'ı Beyza Morgan.
Uzun süredir beni rahatsız eden şeyleri listelemiş öyle oturmuştum sevgili Diba'nın ofisindeki koltuğa. Devamı

 

Ayın Kitabı :

Sanaya Roman'ın Akaşa Yayınlarından çıkan RUHSAL BÜYÜME adlı kitabından minik bir alıntı yapıyorum; "titreşiminizi yükseltme süreci içinde, bazen bir karmaşa döneminden geçersiniz. Boşlukta, yeni olan henüz tam yerleşmemiştir, eski olan ise henüz ayrılmamıştır, onlar yanyana dururlar. " Sayfa 160

Bu satırlar bana, bir kelebeğin kozanın içinde olgunlaştığı aşamayı hatırlattı, o anda artık bir tırtıl olmaktan çok uzaklaşmıştır ve henüz tam bir kelebeğe dönüşmemiştir. Ve bir kelebeğe dönüşüp kozasından (geçici yuvasından) ayrıldığında ise artık titreşimi çok yüksektir. 

 

Ayın İnternet Sitesi :

http://www.orindaben.com Sanaya Roman'ın rehberi Orin ve Duane Packer'in rehberi Da Ben'in isimlerini taşıyan bu aydınlık internet sitesinde yeralan yazıları okurken bir de mini meditasyonlara kulak verin.

 

Ayın Söyleşisi :

İstanbul'dan 39 yaşındaki bilgisayar mühendisi S.A. ile Diba'nın söyleşisi;
Soru- Diba'yla çalışmaya başlama sürecini anlatır mısın? İçsel direnç var mıydı, varsa nasıl kırdın? Devamı

 

Öz'e Dönüş Sözlük :

OM: "Tam ve eksiksiz olan"ın sembolü.
Hinduizm'de en yüce kutsal sembol olarak geçer. Bu sembol Brahman (her yerde olan, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten, başlangıcı ve sonu olmayan O yüce varlık)'ı temsil eden kutsal hecedir. Om sesinin dünyanın en temel sesi olduğu ve diğer tüm sesleri içerdiğine inanılır. Doğru makamda tekrarı ile bütün bedende yankılanır ve böylece varlığın ruhunun öz'üne nüfuz eder! Bu basit ve derin seste uyum, huzur ve kutsama vardır.

 

Öz'e Müzikli Dönüş :

Sadece 5 dakika bu müziğe kendinizi bırakın, titreşiminizin yükseldiğini farkedeceksiniz. İndirmek için tıklayınız.

 

Grup Çalışmalarına ulaşın.

Sevgi ve şükranla

 

Beyza Morgan

Uzun süredir beni rahatsız eden şeyleri listelemiş öyle oturmuştum sevgili Diba'nın ofisindeki koltuğa. Listem uzundu ve aklıma geliş sırasına göre sıralamıştım bir şeyler. Listemin başlarında babam vardı. Babamla olan kopukluğumuz, ona karşı pek özlem ve sevgi duymayışım, çocukluğuma dair onunla ilgili olumlu bir anı hatırlayamamamın nedeni kurcalıyordu beynimin birçok kıvrımını. Ve annem, ona karşı hissettiğim koruma, endişe ve sorumluluk duygusunun nedenlerini bilmeyi arzu ediyordum. Terapinin görüşme kısmı bitip, geçmiş yaşama geçiş için şilteye uzanırken ne olacağı hakkında hiçbir fikri olmayan bir çocuğun heyecanı vardı içimde.  Ne tesadüftür ki gittiğim ilk hayattaki yaşadığım o yoğun deneyim, şilteye yatmadan önce acaba ile başlayan tüm sorularımı kökünden silip atmıştı.

22 yaşlarında cılız bir Hintli erkektim bu geçmiş hayatta ve bakmakla yükümlü olduğum bir annem ve 3-4 yaşlarında bir de erkek kardeşim vardı. Sevdiğim kızın abisi beni pazar yerinde öldürdü ve son anda yetişen annemin kucağında o bedeni terk ettim.

Geçmiş yaşam terapisinin affetme sürecinde beni öldüren gençle yüzleşmeyi aşamasında bu hayatımdaki yüzünü son beş yılda iki kere görmüş olduğum babam gözlerimin önüne geldi. Bu hayatımdaki babam ile o hayatımda beni öldüren gencin aynı kişiler olduğunun farkına vardım ve babamın bu hayatımda olma nedeninin belki de o hayatta yarattığı karmayı temizlemek için olduğunun farkındalığını kazandım.  

Bu kazanmış olduğum yeni farkındalık babama karşı hislerimde bir değişiklik yapacak düzeyde değildi o sıralar, ta ki başka bir geçmiş yaşam terapi çalışmasında tekrar o yaşama gidene kadar. İlk önce neden bu hayatı ikinci kere ziyaret ettiğimi anlayamadım ama daha sonra babamın bu hayatımda babam olmayı, Hindistan'daki ortak hayatımızdaki hatasını telafi etmek için kabul ettiğini ve benim ve kardeşlerimin öğrenmemiz gereken dersler gereği böyle zor bir baba olmasına hep birlikte karar vermiş olduğumuzu anladım.  Bunca yıldır, olduğu ve yaptığı şeyleri biz O'ndan istemişiz ve O da bize olan sevgisinden dolayı bu zor rolü kabul etmiş, böylece o geçmiş hayatta yarattığı karmayı temizleme fırsatı da doğmuş......

Bu ilk başta bana sindirilmesi ağır bir farkındalık gibi geldi, çünkü şimdiye kadar bildiğim ve başkasını suçlamaya alıştığım bir yaklaşımdan vazgeçmemi ve "ortada suç yok dolayısıyla kızılacak kimse de yok" yaklaşımına davet ediyordu beni. Bundan amaçlananın affetmeyi öğrenmek olduğunu ve ben O'na yaptıklarından dolayı kızgın olduğum sürece, bu dönüşüme olanak tanımadığımı fark edince o kızgınlığı bırakabildim. Geçen gün sebepsiz yere çok uzun bir aradan sonra babamı aradım ve onunla yaptığım kısa ama sıcak sohbet sonrası kızgınlığın o yıllardır oturduğu sandalyeden kalkmış olmasının verdiği huzur ve mutluluk sardı içimi.

O geçmiş hayatımdaki annemle ruhsal alemde karşılaşmam da gözyaşları, sevgi çemberi ve çok yoğun bir deneyim olarak hafızamda özel yerini aldı. O karşılaşma sırasında, O'nun bu hayatımdaki annem olduğunun farkına varmam ve o hayatta onlara bakmakla yükümlüyken ölmem, onların bensiz ne yapacakları endişesi, duyduğum üzüntü ve suçluluk duygularını bu hayatıma taşımış olduğumu farkettim. Sebebini kavrayınca bazı şeyler kendiliğinden ortadan kalkıyor!

Geçmiş yaşamları pandora kutusuna benzetiyorum. Yalnız mitolojideki pandora kutusundan biraz farklı, mitolojide pandora, kraliçeye verilen içinde umut, keder ve kötülükler olan bir kutu. Geçmiş yaşamların pandora kutusundan ise hediye olarak biliş, farkındalık ve uyanış çıkıyor!
İçimizdeki pandora kutusunun varlığını bilmek ve onu açma cesaretini göstermek belki de işin kolay olmayan tarafı. Bir defa o kutuyu açma cesaretini gösterdiğimizde bu harikalar diyarındaki eğlenceli serüvende şifa almaya başlıyoruz.... Yukarı çık

 

İstanbul'dan 39 Yaşındaki Bilgisayar Mühendisi S.A. ile yapılan görüşmenin notları:

Soru- Diba'yla çalışmaya başlama sürecini anlatır mısın? İçsel direnç var mıydı, varsa nasıl kırdın?
Cevap- Diba'yla çalışmalarının yararlarını yakın arkadaşlarımdan görünce ben de ilgi duydum. Arkadaşlarım Diba'yla geçmiş yaşamları da içeren terapi seanslarından sonra, hayatlarında önemli gelişmeler kaydettiler, ben de bu yararları edinmek istedim. 2001 yılından  beri geçmiş yaşam terapileri hakkında kitaplar okumuştum, bu konu ilgimi çekiyordu. Ya ben geçmiş yaşama gidemezsem endişesini taşıyordum ama kolayca bu deneyimi yaşadım ve kendimi daha derinden tanımaya başladım.

Soru-  Terapiye başlarken temel hareket noktanızı nasıl belirlediniz?
Cevap- Terapi çalışmamızın başında, şu anda hayatımda yolunda gitmeyen şeyler üzerinden benim için en önemli olanı saptayarak yola çıktık.

Soru- Diba'yla çalışırken o ana kadar farkında olmadığın şeyler ortaya çıktı mı?
Cevap- Kesinlikle. İçimdeki gücü, güçlü olmayı seven yönü, bütüne katkıda bulunabileceğim farklı yönleri gördüm. Rehberimi 39 yıldır tanımamışım, sesini duymamışım, rehberimle tanıştım! Şimdi O'nun desteğini daha çok hissederek yol alıyorum.

Soru- Çalışmalar süresince en çok nerelerde  zorlandın?
Cevap- Kendimle ilgili gelişime açık yönleri bulmak çok kolaydı, bunları anlayıp sindirmek ise bir zaman gerektiriyor.... Bazen bir anda oluyor. Bazen iç direnç hissediyorum. Yeni bir enerji ve bakış açısına geçtiğimi hissediyorum ve bu dönüşümü kabul etmek için kendime hatırlatıyorum. Cici kız sendromundan sıyrılmak için de çalışmalara devam ediyorum!

Soru-  Bu süreçte en kolay aştığın?
Cevap- Olup biten her şeyin, iyi ve kötü diye nitelediklerimizin de, hepsinin iyi olduğunu anlamak çok güzeldi. Yaşamda ne oluyorsa, öyle olması gerektiği için oluyor. Her an yeni deneyimler  yaşayarak bunların tadını çıkarmak çok güzelmiş.

Soru-  Şimdi geriye dönüp baktığında bu süreçte hayatında nelerin değiştiğini görüyorsun?
Cevap- Öz güven ve öz saygımda artış var. Varlığımın ne kadar değerli olduğunu hissettiğimde dışarıdan takdir ve onay bekleme ihtiyacım azalıyor, bu da beni stresten arındırıp daha başarılı ve verimli kılıyor. Bu durum bütün ilişkilerime yansıdı. Görünenin ardında herkesin ne kadar değerli olduğunu hissettim, bu bana herkesten sevgi ve destek almak olarak geri döndü.

Soru-  Bu süreçte seni en çok şaşırtan şey?
Cevap- Çocukluğumdan beri ben Rus muyum diye sorardım, ilk geçmiş yaşam terapisi seansında Rusya'da geçen bir yaşamımı gördüm. Daha sonra National Geographic tarafından yapılan Genographic Project'te DNA araştırmasına katıldım ve genlerimin de Rusya'ya dayandığını gördüm. Bu çok hoş bir tesadüf idi. Ardından bir ikinci terapi çalışmasında kendimi seans esnasında "Laponya" dediğim küçük bir köyde bir genç kız olarak buldum. Orada Alman askerleri tarafından tüm köy halkı ile birlikte öldürülüyordum. Seans sonrasında internetten araştırdığımda gerçekten İsveç'te Laponya adlı bir bölge bulunduğunu ve orada ikinci dünya savaşı sırasında 700'den  fazla insanın Almanlar tarafından öldürülmüş olduğunun kayıtlara geçtiğini öğrendim.

En ilginç olan ise, bu seansın ardından tekrar NG'in Genographic Project'indeki DNA haritama baktığımda (araştırmaya devam edip haritayı güncelliyorlar)  genlerimin Laponya'ya uzanmış olduğunu gördüm! Yukarı çık

 

Bu bülteni lütfen ilgileneceğini düşündüğünüz kişilere iletin!
Bu bülteni almak istemiyorsanız lütfen "iptal" yazılı bir mail gönderiniz.
diba@radianced.com