ÖZ'E DÖNÜŞRadianceD Danışmanlık ve Eğitim tarafından her ay hazırlanan ve elektronik ortamda yayımlanan bir mektuptur. Bu mektup okuyucusunun, "öz"üne dönüşünü kolaylaştırma niyetini taşır. Bu mektuba üyelik ücretsizdir, dostlarınıza iletebilirsiniz! http://www.radianced.com KASIM 2007 SAYI 11
Merhaba, Öz'e Dönüş mektubumuzun onbirinci sayısı ile sizinleyiz!
AYIN GÜZELİ SONBAHAR KELEBEĞİ: Muhteşem kanatlarını özgürce açmış eşsiz desenleriyle ortalığı şenlendiriyor!
AYIN KİTABI TİBET'İN YAŞAM VE ÖLÜM KİTABI: Dalai Lama; Sogyal Rinpoche'nin bu kitabına yazdığı ön sözde "bu kitapla yaşamın gerçek anlamının nasıl kavranacağı, ölümün nasıl kabullenebileceği konularına odaklanıyor" diye yazıyor. Sogyal bu kitabın yayınlanma amacını " Hiçbir insanın ölümden ya da yaşamdan korkmamasını istiyorum. Sadece zihnin ve ve gerçekliğin doğasının anlaşılmasıyla gelebilecek en son mutluluğu bulmasını istiyorum" diyerek açıklıyor.
ÖZ'E MÜZİKLİ DÖNÜŞ James Asher'in Colors of Trance adlı albümünden "Orange" ı dinlemek için tıklayın....
ÖZ'E DÖNÜŞ SÖZLÜK Sakral Çakra: Göbek deliğinin altında yer alan bu çakra "hara çakrası" olarak da adlandırılır ve rengi turuncu ve ruhsal anlamı "öz saygı" olup tüm ilişkilerimizin, cinsel kimliğimizin ve yaratıcılığımızın merkezidir.
MEDİTASYON ÇAKRA MEDİTASYONU
İYİ HABERLER Paris'te yapılan bir görüşme çerçevesinde 9 Afrika ülkesi gorillaları ve yaşama alanlarını daha iyi korumak üzere antlaşmaya vardı. Ekim 2007'de San Francisco'da bir cumartesi gecesi insanlar 1 saatliğine ışıklarını kapalı tuttular. Amaç büyük şehirlerdeki ışık kirliliğine dikkat çekmek idi.
ÇEVRE DUYARLILIĞI Ağaçların gezegenimizdeki canlılığın sürmesi için ne derece büyük bir önemi olduğunu biliyoruz. Kendinize, sevdiklerinize bir ağaç hediye ettiniz mi hiç? Eğer henüz yapmadıysanız TEMA Vakfı aracılığıyla hem dünyamızın ağaçlandırılmasına katkıda bulunmuş olursunuz hem de dilediğinizde gidip ziyaret ederek sohbet edebileceğiniz ağaçlarınız olmuş olur!
Diba Ayten Yılmaz (07.112007)
Sabah saat 09.30'da cennet bahçemize geldik. Yolda hava yağmurluydu ve bahçemize de bir gece önce yağdığı anlaşılıyordu. Her yer yeşillenmiş, yeni otlar ve çiçekler topraktan boy göstermişti. Hafif serin bir havada, güneş yükseliyor ve üzerinde yağmur ve çiğ damlaları olan tüm bitkiler pırıl pırıl parlıyordu. Bahçeye girer girmez dikkatimi çeken ilk şey çok sayıda kelebeğin etrafta uçuştuğu oldu. Bahçemizde soğuk kış günleri dışında her zaman kelebek vardır. Ama bu sefer sayıları ve çeşitleri çok artmıştı. Bahçedeki her adımda renk renk kelebeklerin şöleni içinde yürüyorduk. Minicik (2 cm kadar) mavi kelebekler, orta boy beyaz ve sarı kelebekler ve kocaman turuncu desenli siyah kelebekler (ayın güzeli)! Nereye adım atsam kelebekler etrafımda dolaşıyor, hiç beni umursamadan hızla uçmaya devam ediyorlardı. Yürürken gözüme çarpan karınca yuvalarından birine odaklandım. Dün gece yağan yağmurda yuvaları biraz bozulmuş. Yağmur doğal olarak yuvalarına toprak taşımış. Onlarca karınca yuvanın içinden dışarıya toprak taşıyordu. Hep birlikte yuvalarını düzenliyorlardı. Onların sabrına ve birlik içinde yaşıyor olmalarına hayranım! Bir süre sonra bahçenin diğer bölümündeki masaya gidip oturdum ve yazmaya başladım. Bu sefer de kızıl gerdanların şöleni başladı. Bulunduğum yerdeki ağaçlara konmuş, ben uzun süre ses çıkarmayıp hareket etmeden orada oturduğum için beni yok sayıyor ve kendi aralarında sohbet ve kikirdeşmeye devam ediyorlardı. Kızıl gerdan turuncu göğüslü bir bülbül ve ötüşüyle ayırt edilmekle beraber, turuncu göğsünü öne çıkarttığı duruşuyla seyrine doyulmayan bir kuş. Gün boyunca içim içime sığmadı, güzeller güzeli kelebeklerin ve bülbüllerin çoşkusu bana da bulaşmıştı! Öğleden sonra yerdeki bitki çeşitliliğinin arasından bir ot grubu dikkatimi çekti. Tüylü yaprakları kabar kabardı. 3-4 santimlik bir yaprağın üzerinde belki 20 tane kabartı ve yüzlerce tüycük. Gel de şaşma! Tam o güzelliğe şaşkın şaşkın bakarken pıt diye bir böcek geliverdi. Hazır beni şaşkın yakalamışlar ardı ardına gösteri yapıyor, özgün olma yarışında öne çıkmaya çalışıyor gibiydiler! Gün bitmek üzereyken biz de bahçeden ayrılmaya hazırlanıyorduk. Tam gün batımını izlerken 3 bülbül önümdeki çitlere konarak güneşin önüne geçiverdiler. Bir tane kara boyunlu ötleğen, bir benekli bülbül ve kızıl gerdan. Orada duraklıyor da olsalar onca koşturmacanın içinde o kısa süreyi nasıl dingin ve tam o anda geçirdiklerini algıladım. Tam orada ve o anda! Tam açık bir dikkat ve tam bir hissedişle! Oturduğunuz yerde en az 1 ağaç vardır. Ne kadar koşturmaca içinde bir hayatınız olursa olsun sadece 1 dakikanızı ayırabilirsiniz. Durun ve o ağacı, o ağacın bir yaprağını veya yol kenarındaki bir serçeyi inceleyin. O'nun da sizin gibi biricik olduğunu aklınızda tutun. Hepsi birbirine benzer gibi görünmekle birlikte her biri tektir. Doğanın her zerresi ilham ve mutluluk verici!
Sevgi ve Şükranla,
Bu bülteni lütfen ilgileneceğini düşündüğünüz kişilere iletin! |